Bugün yurt içi piyasalarda heyecan doruk noktasına ulaşmış durumda. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kritik faiz kararını açıklamak üzere hazırlıklarını tamamladı. Piyasalar TCMB’nin vereceği kararı büyük bir merakla beklerken özellikle finansal piyasalarda bu açıklamanın etkileri üzerine tahminler yapılıyor. Merkez Bankası en son 20 Mart tarihinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek gecelik borç verme faizini yüzde 46 seviyesine çıkarmıştı. Bu karar kredi ve mevduat faizlerinin hızla artmasına neden olmuştu.
Son faiz artırımı sonrası Türkiye’deki kredi maliyetleri ve tasarrufların faiz getirileri ciddi oranda yükselmişti. Bu durum bireysel ve kurumsal yatırımlar açısından önemli bir dönüm noktası olmuş ekonomik dengeyi etkileyen faktörler arasında yer almıştı. Piyasalar ise Merkez Bankası’nın yeni kararının enflasyonla mücadeledeki etkisini ve ekonomiye olan yansımalarını analiz ediyor.
Hikmet Baydar Açıkladı
3.Göz Danışmanlık Kurucusu Hikmet Baydar piyasalarda TCMB’nin faiz kararına yönelik beklentileri değerlendirdi. Baydar “Şu anda piyasada Merkez Bankası’nın faiz oranlarını değiştirmemesi yönünde bir görüş yaygın olsa da bazı finansal kuruluşlar daha şahin bir tutum sergileyerek faiz artırımı ihtimaline dikkat çekiyor” şeklinde konuştu.
Baydar Merkez Bankası’nın kararının piyasa üzerinde yaratacağı etkinin büyük olacağını belirterek yatırımcıların bu kararı nasıl algılayacaklarını ve ekonominin genel durumu ile nasıl ilişkilendireceklerini de değerlendirdi. Özellikle faiz artışı beklentilerinin kredi ve mevduat faizlerinin yanı sıra döviz kuru ve enflasyon üzerindeki etkilerinin dikkatle izlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Merkez Bankası’nın faiz politikası kararlarının ekonomik dengeyi nasıl şekillendireceği konusunda farklı görüşlerin olduğunu ifade eden Baydar bu durumun piyasalar üzerindeki belirsizliği arttırdığını belirtti. Özellikle faizlerin sabit kalması durumunda ekonomideki toparlanma sürecinin nasıl etkileneceği ve yatırımcı güveninin nasıl yönleneceği kritik bir rol oynayacak. Faiz artırımı ise ekonomiyi soğutma amacı taşıyabileceği için özellikle tüketici harcamaları ve kredi talebi üzerinde baskı yaratabilir.
